9 Ağustos 2017 Çarşamba

'Kuyucaklı Yusuf' Yorumu ve Alıntıları




Arka Kapak Yazısı

Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hikayesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır. Sabahattin Ali büyük romanı Kuyucaklı Yusuf'ta lirik ve romantik bir kahramanın yanı sıra, zalim ve ağulu bir taşra portresini bütün aktörleriyle gözümüzde canlandırır.




Kürk Mantolu Madonna'dan sonra favorim oldu kendisi. Hele sonu ! Ağladım bildiğiniz. Zaten türk edebiyatında kavuşamamak meşhurdur hep :D Çok yalın bir dili var, karman çorman bi oradan bi buradan anlatım falan yok, düz, sade tane tane anlatılmış Yusuf'un hikayesi. Kitap trajik bir şekilde başlıyor yine trajik bir şekilde sona eriyor. Bu da kitabın en önemli kısmı.

Bir yerde çok berbat bir cümle gördüm kitap ile ilgili. Bu konuda da birkaç bir şey söylemek istiyorum. Cümle şöyle;

'Kaymakamın acıyarak evlatlık aldığı çocuğun aynı evde büyüdüğü kaymakamın kızını kendine karı yapacak onursuzlugu gösteren yusuf 'un hikayesi.'


Şimdi arkadaşlar, herkes kitabı sevecek diye bir kural yok tabii ki. Ancak edebi eser olarak görülmüş ve Türk edebiyatı klasikleri olarak geçen bir kitaba (ki bu sadece Kuyucaklı Yusuf için değil herhangi bir kitap için de geçerli) böyle bir yorum yapan kişi kitabı gram anlamamış, sadece ve sadece keyif olsun diye kitap okuyan, edebiyatın e'sini anlamayan bir kişidir. Amacım kimseyi ezmek falan değil.

Bir örnekle açıklamak istiyorum. Lisede edebiyat öğretmenimiz bize Cahit Zarifoğlu'nun Yaşamak adlı kitabını çok sevdiğini, bize de bu kitabı verdiğini ve sınav yapacağını söylemişti. Bizde okumaya çalışmış, ancak yaşımızın verdiği toylukla hiçbir şey anlamamıştık. 'Kitap çok kötü, sevmedik.' dediğimizde ise 'Anlamadınız mı yoksa sevmediniz mi ? Sizin anlamamış olmanız kitabı kötü yapmaz sadece bilgisizliğinizi gösterir.' demişti. Yani demem o ki edebi değer taşıyan bir kitabı anlamamış olmanız onu kötü yapmaz, sizin bilgisizliğinizi gösterir. Böyle yorumlar yapmadan önce oturun düşünün acaba ben bunu anlayabilecek kapasitede miyim diye.

Yine çok yazdım, ancak böyle şeyler görünce dayanamıyorum. Yanlış anlaşılmam umarım, anlarsanız da o sizin art niyetinizdir. Alıntıları da yazıp, yazıma son veriyorum...


Alıntılar

'Hele böyle Şakir gibi hovardaları kadın kısmı nedense pek beğenir, sonunda da başını taştan taşa vurur.'

'Şu anda bu koskoca dünya üzerinde kendisini düşünen bir tek kişi bile mevcut olmadığına o kadar emniyeti vardı ki, acı bir kabadayılıkla kendisi de hiç kimseyi düşünülmeye layık bulmuyor; fakat bundan, sebebini anlayamadığı bir üzüntü duyuyordu.'

'Bir gün Allah peygamberleri çağırıp sormuş, saadet nedir ? demiş. Her biri kendilerine göre cevap vermişler. Musa: Arzu Mev'uda gitmektir. İsa: Bir yanağına vurana ötekini uzatmaktır; Buda: Hayatta hiçbir arzusu olmamaktır, yollu şeyler söylemiş. Sıra bizim Muhammed'e gelince: 'Saadet, hayatı olduğu gibi kabul etmektir...' demiş.'

'İnsan derdinin üstüne kapanıp oturursa deli olur.'


Instagramdan takip etmeyi unutmayın: degisikbirkitapkurdu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

PDF Kitap Listesi 2

1) Psikiyatrist İndirmek için tıklayın. 2) Labirent Serisi Ölümcül Kaçış indirmek için tıklayın. Alev Dene...