27 Nisan 2017 Perşembe

Güray Süngü - Kış Bahçesi

Arka Kapak Yazısı 

2011 Yılı Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü'ne değer görülen Kış Bahçesi Güray Süngü'nün dördüncü romanı. Bir yazarın hayatı yeniden kurma çabasıyla yola koyulan roman, masumiyet ile ölümsüzlük arzuları arasında dolaşan karakterleriyle okurlarına yaşamın asıl değerinin şifrelerini veriyor.






Yazar kitabı daha çok kendi kendine konuşur gibi yazmış. Bu da kitaba eğlenceli bir hava katıyor. Betimlemeleri biraz uzun, geçmişle gelecek birarada veriliyor, bu da okumayı güçleştiren etkenlerden biri. Ustaca kurgulanmış bir konuya sahip. Onu da kısa bir özet geçeyim;

'Yazarın 2011 yılında çıkan bu eseri konu bakımından bir genç kızın kendini ölümsüzleştirmek adına bir yazarın hayatına girmesini konu alır.

Aziz eserin başkahramanıdır ve 3 tane romanı yayımlanmış bir yazardır. En son romanını terk edildiği Hande adındaki bir sevgilisini yayımladığı romanına verdiği bir karakterdir. Hayatını artık sürekli evde geçirmektedir. Hayatının geride kalan kısımlarını romanlarına yansıtmıştır.

Derya, Aziz’in bütün eserlerini okumuş ve kendisine hayran olan bir okurdur. Yazarın bütün eserlerinde kendi yaşamına benzeyen yönleri bulmuştur. Fakat okuduğu yazarlar gibi aynı şeyleri hissettiği halde hissettiklerini bir türlü kâğıda geçirememektedir. Bundan dolayı hayranı olduğu yazar olan Aziz gibi ölümden sonra ölümsüzleşmek istemektedir.' (Kitap Haber'den alınmıştır.)


Kitapla birlikte 'her rastlantı tesadüf müdür ?' sorusu yakalıyor sizi. Kitaba bakınca 'acaba?' diyorsunuz. Bence tesadüf diye bir şey yok, sonuçta Allah'ın binbir özen ve düzenle yarattığı evrende tesadüf biraz saçma olmaz mı ? (Ateistler dikkate almasın ☺)


Kitaba Kış Bahçesi demesi de bir değişik bence, kitapta kısacık bir kış bahçeleriyle ilgili yazı var. Gerçi Süngü de biraz değişik bir yazar zaten 😁

Bu arada Aziz'in hikayesinin yanında bir de yan hikaye var. Harun Bey'in yaşadıkları. O da çok hüzünlü bir hikaye. Sen evini, karını, çocuklarını bırak, eski ilkokul arkadaşlarını aramaya gel. Bu azimi için tebrik ediyorum kendisini 😁

Kitap dikkat isteyen bir kitap. Bazı yerlerde karışabiliyor her şey. Gerçekten anlayarak okuyana çok şey verebilecek bir kitap. Daha fazla uzatmak istemiyorum. Tavsiye ediyorum kitabı. Bu arada instagramdan takip etmeyi unutmayın: degisikbirkitapkurdu

Alıntılar
  
'Hayat cevabı olmayan sorularla dolu.'

'Size içimden geçen cevabı verirsem, muhtemelen beni dövdürür ve binadan attırırsınız, bu yüzden ben müsaade isteyeyim, kahveniz de hatırınızla beraber sizde kalsın.'

'Seni öyle bir affederim ki, utancından ölürsün.'

'Zaman da ne ki; üçte biri işte, geçimini sağlayacak parayı kazanmak için, üçte biri yatakta, yaşamın devamını sağlayacak uyku için, kalan üçte biri ise insanın kendi tasarrufuna kalan bir zaman suretinde, yaşamın kendisi için harcanıyordu.'

'Ama kalbin selamet için bazı şeyler Google'da aratılmamalıydı, bir kitabın içinde, sayfaların arasında bulunmalıydı bazı şeyler, öncesinde uzun uzun aranıp. Ya da damakta çay tadıyla sorar cevap alırken yaşlı bir bilge adama, oraya doğru sürüklenmeliydi sohbet.'

'Bazı şeyleri güzel yapan, kusurlarıdır.'

'İnsanların karşısında insanlar yoktu artık. Dünya üzerinde yaşayanlar insan değildi artık. Tüketiciydi artık.'

'Aziz Çalışkan'dı değil mi ? Bilakis Aziz tembeldi azizim. Hayır, ben ad ve soyad olarak şeyetmiştim. O halde doğru şeyetmişsiniz, Aziz Çalışkan ben.'

'Bazen mutsuzluğa bile varlığının kanıtı olsun diye ihtiyaç duyardı insan. Bu kadar dipte miydim ben peki?'

'Bu tercih İstanbul'da yapılır, İstanbulluşanlar tarafından yapılır. Bırakıp gidemezler İstanbul'u. Arka mahallede otururlar, dandik bir işte çalışırlar, tıka basa otobüslerde saatlerce yol giderler ama her gün boğazda geziniyorlarmış yok abi dönüp ne yapacağız, sıkılırız artık, alıştık İstanbul'a, orada yapamayız derler.'

'İnsan bazen acı çekmek ister, dibe vurmak ister. Dibe yakın değildim, çünkü az çok biliyordum hayatı, dip diye bir şey yok, acıları insanın kendi gözünde büyütmeyi anlamsız. İnsan denen yaratık öyle acz içindeki, ulu dediği dertleri bile hayatın kendi döngüsünde un ufak aslında. Nedir ki acı, sıkıntı, bunalmak, darılmak, boştu hepsi, anlamsızdı. Terk mi edildin, sevdin de sevilmedin mi? O da bir şey mi? Değil mi? Bazen canı sıkılırdı insanın. Bakıp yakında olması gerektiğini düşündüğü her şeye ve görüp hepsinin uzakta olduğunu...'

'Ama fizik kanunu, aynı alan içinde iki şeyden birisi büyürse, diğeri küçülür; kalbinde öfke büyüdükçe merhamet azalır.'

'Bana aşık olduğun çıkarımını yapabilir miyim? Eğer öyleyse koşa koşa kaçacağım da, uzun bir süredir aşka garezim var.'

'İnsan bazen kendisini epeyce yalnız hissediyor..'

'Ara sıra dışarıya çıktığımızda, otobüsteki insanlara bakıp, trafikteki insanlara, korna çalanlara, bağırıp duranlara, cahiller sürüsü diyordum. Okumuyorlar, düşünmüyorlar.'

'Neden kendini kapatıyorsun, kalbini saklıyor, sakınıyorsun. Kırılmasın diye mi? Kırılmasından korktuğu için kalbini hiç kullanmadı.'

'Picasso'nun neden öyle suratlar çizdiğini biliyor musun Derya, eciş bücüş, şekilsiz, kaymış, deforme olmuş surata. Çünkü o suratlar öyle. Gördüğünü çiziyor ressam.'

































PDF Kitap Listesi 2

1) Psikiyatrist İndirmek için tıklayın. 2) Labirent Serisi Ölümcül Kaçış indirmek için tıklayın. Alev Dene...